AZ LAF, ÇOK İŞ

Polimer kil ağırlıklı, pek çok şeyin resimlenmiş yapım aşamalarını bulabileceğiniz bir blog olmasına çalışıyorum.
Internet kullanmasını bilene, açık bir okul. Pek çok hobim var ve ben bu konuda oradan çok yararlanıyorum.
Bu blog aslında biraz da borç ödemek için. Ben epey yol aldım, şimdi yeni başlayanlara da ben faydalı olayım istedim. Deneyimli arkadaşlar da blogumu severlerse, onlarla da fikir alış-verişinde bulunmak, kadayıfın kaymağı olacak :)

26 Şubat 2012 Pazar

SAKSIDA HAREKET VAR

Haluk'cuğum geçen yıl doğum günümde (Nisan) bana mis gibi kokan eflatun bir sümbül getirmişti. Soğanının saksıda susuz bırakılması gerektiğini sanıyordum. Meğerse topraktan çıkarıp, yeniden ekilene dek gazete kağıdına sararak karanlık bir yerde saklanmalıymış. Bunu öğrenince üzüldüm, çünkü saksıda balkonda bırakmıştım. Bu gün bir de baktım ki hareketlenmiş. İki gün güneş gördü ya canlanıvermiş güzelim. Hemen biraz su verdim ve içeri aldım. Meteorolojiye göre yine soğuklar gelecekmiş yine.


Ancak saksısı pek çirkin. Bu ne demek, bana pazar eğlencesi demek. Pek matah bir şeymiş gibi yaparken resimledim bir de :) 


Tahta şişleri aynı boyda kesip, zorluk çıkartmasınlar diye geçici olarak kağıt bantla sabitledim.


Gülsüm'ün iple yaptığı işleri çok seviyorum. Keşke evde sicim olsaydı, bakındım, bakındım sonunda 6 katlı küf yeşili yünde karar kıldım. Bir kısmını 3er kat olacak şekilde ikiye ayırdım.


İncelttiğim yünle, alt kısmı dokudum.


Yapıştırıcıyla sabitledim.


Yukarıda olması gereken genişlemeyi sağlamak için, üst kısmı 6 katlı yünle dokudum.


İki ucu birleştirdim. Arkadan sabitledim.


Birzacık da süs. Bitti. Aman aman bir şey değil de, beni oyaladı işte. En azından eski halinden daha iyi.


23 Şubat 2012 Perşembe

SAYFA RENGİNİ DEĞİŞTİRDİM, FİKRİNİZİ ALMAK İSTİYORUM

Ah Banu ah, başıma ne işler açtın.
Efendim Sevgili Banuca'mız şikayet etti, siyah fon üzerine beyaz yazı gözümü bozuyor diye. Doğrusu biraz fazla baksam benimkiler de şeşibeş oluyordu. Ama siyah kolay renk. Resimler üzerinde patlıyor, ne renk resim olsa uyuşuyor. Biraz da havalı.
Şİmdi böyle birşey yaptım. Pek içime sinmedi gibi. Ya gözüme yabancı geldi de ondan mı bilemiyorum.
Fikrinizi yazar mısınız?

19 Şubat 2012 Pazar

KARDEŞCİĞİMLE NELER YAPTIK

Çok güzel iki hafta geçirdim. Kardeşciğim buradaydı.
Bir nişan, bir hasta ziyareti, iki Tahtakale - Eminönü seferi, Kapalıçarşı, Tavukpazarı, arada bilmediğimiz yerlerin keşfi, bir Kadıköy - Mühürdar gezisi. Her gittiğimiz yerde, hobiciler, boncukçular, alet edevatçılar, yüncüler teker teker gezildi, incelendi. Bir nalbur ve bir demirci dumura uğratıldı :) Zülalin bir örgü projesi için gerekli aleti bulamayınca kendimiz yapmaya karar verdik. Nalburdan PVC boru aldık. Tabii boy boy onlar, çeşitli amaçlar için farklı şeyler var. Biz gidip, "şöyle bir karış çapında bir PVC boru lazım" deyince, adam "ne yapmak için" diye sordu. Öyle ya, iki kadının PVC boruyla ne işi ola ki? Biz gıcık gıcık "örgü için" deyince adamın suratsız suratının aldığı şekli görmeniz lazımdı. Borunun dilim dilim kesilmesi lazım, yapar mısınız dedik, demircide kestirebileceğimizi öğrendik. Bulduk bir demirci, "bunu bize şöyle 2 parmak genişliğinde dilimler misin" dedik, ay  o da sordu ne yapacaksınız diye, yine bir tuhaf bakış :)
Hava şatlarının izin verdiğince kendimizi sokaklara attık. Nisan Mayıs gibi de şöyle sağlam bir kültürel gezi programı yapmaya karar verdik. 
Bol kikirdemeli geceler de en çok Uku'nun işine geldi, kendine istediğinden âlâ yeni bir köle buldu. .Zülal geçen gelişlerinde 1-2 gün kalabildiği için kıymetini yeni anladı, resmen bizi bırakıp Zül'e talimat verdi gel masajımı yap diye :))
Eh tabii ellerimiz de boş durmadı. Zül çok güzel iki yüzük tasarladı başlangıç olarak. Devamını da yapacak. Denemek için benim Emeksensin ve Etsy'deki Nivva'lara koyacağız. Bu yüzükler deri, gerçek kristal boncuklar, kum boncuklar, doğal taş boncuklarla yapıldı. Kendisi için benim kıvrımlı seri kolyelerin miniklerinden istedi küpe yapmak için. Yaptık. Onu Ankara'ya dönünce tamamlayacak, resimlerini gönderecek. Bir de internette daha önce gördüğümüz tığ işi ev botlarından yaptık. Etsy'deki bu resimleri örnek aldık. Araya sakallı ip ekleyince, sonuç çok komik ve sevimli oldu.










18 Şubat 2012 Cumartesi

ÇOK SEVİNDİM ÇOOOOK

Kanada'ya gönderdiğim Nilüfer Kolye yerine ulaştı.10 Şubat Cuma günü PTT'ye KÜÇÜK PAKET kaydıyla teslim ettim. Sahibi 17 Şubat'ta teslim almış ve beni çok mutlu eden bir de yorum yazmış.
Burada, Sevgili Nedret Hanım'a teşekkür borçluyum. PTT ile göndermemi tavsiye etti ve Küçük Paket ile göndermenin çok ekonomik olduğunu söyledi. Bu çok önemli bir bilgi. Zira PTT sitesine girdiğinizde, bu bilgiye sahip değilseniz Kargo gönderisi fiyatlarını buluyorsunuz ki Kargo ile Küçük Paket gönderi fiyatları arasında büyük fark var. Fiyatları buradan bulabilirsiniz. Kanada'ya giden paketim 202 gr.dı. Hava yoluyla gitmesini istedim, 10.90 TL ödedim. Kargo ile yerden gönderseydim yaklaşık 50 TL civarında olacaktı.
İkinci teşekkürüm de PTT'ye. Teslimat için gereken sürenin 6-10 gün olduğunu söylediler ve 1 haftada yerine ulaştırdılar. Daha güzeli, gönderi kodu ile internet üzerinden nerede olduğunu takip edebiliyorsunuz. Takibimde gördüm ki, ertesi gün gümrükten çıkış yaptı. Gümrük çıkışından sonra artık gideceği ülkenin web sayfasına geçip kodu girmek gerekiyor. Ülkeye giriş yapana kadar bir boşluk dönemi var ki, o dönemde günde iki - üç kez bakmaktan kendimi alamadım.  "We found" ibaresini görünce çok rahatladım. Artık ondan sonra, alıcının eline teslim edilene kadar, saat saat takibe devam edebiliyorsunuz.
PTT ile ilk gönderim olduğundan tereddütlerim vardı. Ve bu nedenle de Etsy'ye ürün girmekte çekingen davranıyordum. Benim gibi tecrübesiz arkadaşlar için bu bilgilerin yararlı olacağını düşünüyorum.
Herkese bol satışlar diliyorum.


Bir aksilik olmazsa, bugün bir yayın daha yapacağım. Kardeşciğimle yaptığımız işler, 32 kısım tekmili birden huzurlarınıza çıkacak :) Bekleyin bizi anacığım :))


Bu yayının eki:
Gönderiyi PTT'ye teslim ederken hava yolu olsun demiştim ve  aklımda öyle gönderdiğim kalmış. Posta alındısına bakınca hatırladım ki, görevli hanım "onu işaretlemeye gerek yok ne yazarsanız yazın zaten havadan gidecek" demişti. Böylece Nedret'ciğimin ikazını da yerine getirmişim :)


PTT'ye, paketinizi kapatmadan gidin, içindekini görmek istiyorlar. Baloncuklu zarfın üzerine yazdığınız adresin üstünü de şeffaf koli bandıyla kaplamanızı öneriyorum. Gönderinin ticari olup olmadığını sormadıkları için fiyat bilgisi, fatura, proforma gibi belgelerle işim olmadı. Aşağıdaki kağıdı doldurdum, üzerine sarı kod küpurunu yapıştırıp bana verdiler. Hepsi bu.



17 Şubat 2012 Cuma

DÜNYA KEDİLER GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN BÜCÜRLER

Bizim ailenin mırnavlarına Dünya Kediler Günü hediyesi :)


Uyku...Beni tanıyan herkes O'nu da tanıyor.

Fincaniloş... Kardeşciğimin yaprak gözlü prensesi. O'nu da tanıyorsunuz.

İşte bu hanımla yeni tanışıyorsunuz. Adı Benek. İki adet iki bacaklıyı (Zülal'le Deniz), dört adet dört bacaklıyı (Fincan-kedi, Gudik-köpüş, Silvo-köpüş, Fani-köpüş) kafaya alarak kendini evin yeni ferdi olarak kabul ettiren şeytan çekici.

10 Şubat 2012 Cuma

KANADA YOLCUSU

Nilüferler Kanada'ya gidiyor. Bugüne yetiştiremedim, yarın yola çıkıyor. Kutusu yine el yapımı. Oldukça da sağlam. Umarım başına bir kaza gelmeden sahibine ulaşır.




3 Şubat 2012 Cuma

UYKULU KARELER

Yeni bir şeyler yapıyorum, deneysel takılmalar :) Bitince nasıl olacak merak ediyorum. Yarım yayınlanacak gibi değil.
Blogu boş bırakmayayım, necefli maşrapa (gençler annelerinize sorun) yerine Uyku'nun resimleri daha güzel olur dedim :)






2 Şubat 2012 Perşembe

ÇOK ACIKMIŞ

Tamam, kar gerekli, tamam içerideyken güzel, beyaz, romantik... ama sıkıldım artık. Yeter gayri. Balkon bile buz içinde. Bizim balkona Uyku sebebiyle olsa gerek, pek kuş gelmez. Bu garibim balkon demirine konmuş içeri bakıyordu. Usulcacık kapıyı açtım, içine bulgur koyduğum tabağı önce gösterdim, sonra kapının yanına bıraktım, o kadar acıkmış ki zavallım, kaçmadı. Tabağı yere koyar koymaz üzerine kapandı. Uzun süre nefes almadan yedi. Neyse ki bu esnada ekselansları Uyku içeride güzellik uykusundaydı da, hayvancık rahatsız edilmeden rahatça karnını doyurdu. 






Göbüş doydu. Ama fazla uzağa gitmeye gelmez :) 











Yine çok uzaklaşmadan, mamayı göz altında bulunduruyor. Arkadaşlarını mı çağırıyor yoksa mamasını mı koruyor? İkinci ihtimal daha yüksek, çünkü, yerken gelen bir başka kuşu anında kovdu.

Yaptığınız o güzelim kuş evlerinden yapayım diyorum ama, Uyku hem kendisine, hem onlara zarar verebilir korkusuyla bunu yapamıyorum.