AZ LAF, ÇOK İŞ

Polimer kil ağırlıklı, pek çok şeyin resimlenmiş yapım aşamalarını bulabileceğiniz bir blog olmasına çalışıyorum.
Internet kullanmasını bilene, açık bir okul. Pek çok hobim var ve ben bu konuda oradan çok yararlanıyorum.
Bu blog aslında biraz da borç ödemek için. Ben epey yol aldım, şimdi yeni başlayanlara da ben faydalı olayım istedim. Deneyimli arkadaşlar da blogumu severlerse, onlarla da fikir alış-verişinde bulunmak, kadayıfın kaymağı olacak :)

24 Aralık 2012 Pazartesi

BİR HAFTA SONU DEKUPAJI DAHA

Güya blogumun adı Polimer Kil - Polymer Clay. Aylardır kendi alanımla ilgili tek yayın yok. Şikayetçiyim kendimden. Ama bir süre daha böyle olacak anlaşılan.
Ama yine de bir şeyler yapıyorum. Mesela çok sevdiğim için, daraldığı (ben genişlemedim o daraldı hihihih) halde kimselere veremediğim, yıllardır hurçlarda, bazalarda sürünen bir paltomu yeniledim, hem de çok kolay bir yöntemle. Bir ara yayınlayacağım.
Akşam tv karşısı eğlenceliği arada bir boncuklarla didişiyorum, dişe dokunur bir şey çıkmadığı için bir ara yayınlamayacağım :)))
Vee işte bu yayının konusu olan yeni hafta sonu eğlencem... Dekupaja taktım. Ustaları kızmaz değil mi?

Demiştim ya biraz elim alışsın da şu çirkin saksıları iyi edeyim diye. İşte, küçüğünden başladım. Küçük dediysem 30x20 gibi bir şey. İçindede 1,5 m. lik bir benjamin var.













Eh bu haliyle çalışma odasına taşımak istemedim, ben salona konuşlandım. Dekupaj desenini plastik saksıya formika tutkalıyla yapıştırıverdim. Deneme yanılma ile öğrenmeye bayılıyorum. İlerde atmazsa oldu valla.








Bu arada, yeni bir dekupaj tutkalı keşfettim. Çok güzel. Hiç fırça izi kalmıyor, kıvamlı bir sıvı değil. Kıvamı su gibi. Dolayısıyla çok kolay sürülüyor, pürüzsüz ve pırıl pırıl bir sonuç veriyor. Beşiktaş'ta Bahçeşehir Üniversitesi'nin karşısında, profesyonel maket malzemeleri satan bir sanatsal kırtasiyede var.










Küçük kelebekleri kabarttım, büyük olan da kabartılsa iyi olacaktı ama, resmi bu kadar büyütünce biraz flulaştı. Belki daha sonra başka bir iyilik düşünürüm. Renkli cam boncuklar çok hoş durdu. Polimer kilde kullandığım o minicik kum gibi boncuklarla da (şunların adını bir türlü öğrenemedim) biraz hareket verdim. Bitti :) Ben sevdim.









18 Aralık 2012 Salı

HAFTA SONU EĞLENCESİ

Oh nihayet bir şey yaptım.
Hani geçen gün niyetlenmiştim de, hamurumu bulamayınca hevesim kursağımda kalmıştı ya...




 Hamur aldım. Tahtakale Hobi'nin Tahtakale'deki şubesine uğradım, bulamadığım hamurdan alayım dedim. DAS marka idi o. Memnun da kalmıştım. Ondan istedim, "DAS'ın öyle hamuru yok ki" dedi adam. Dedim ki; sizden aldım daha önce. I ıh iddia ediyor. Didişme modumda değildim şanslıymış :)) Neyse başka bir marka varmış onu aldım. Bir de beyaz akrilik boya ile astar.





Evde var diye almadım ama , keşke dekupaj tutkalı da alsaymışım. Biraz kıvamı koyulaşmış meğerse. Fırça izleri kaldı fena halde. Aman bu da böyle oluversin. Kendime yaptım nasıl olsa. Eğlencelik. Üstelik de deseninden olacak, pek sevdim.

 Deseni, Facebook'da Yasemin Hanım'ın paylaştığı dekupaj resimleri arasından seçtim. 

Dört tane daha konserve kutum var sırasını bekleyen.

Biraz elim alışsın, şu çirkin saksılara el atacağım.


13 Aralık 2012 Perşembe

NEYE NİYET, NEYE KISMET

Bugün öğleden sonra, sadece keyfim için harcayabileceğim bir kaç saat buldum. Nicedir bir şeyler yapmak isteyip vakit bulamıyordum ya, amaaan attım kendimi çalışma odama. Işıklı merceğimi masama monte ettim, malzemelerimi hazırladım. Ama polimer kil değil, onun için çok vakit lazım, bende var 3-4 saat. Beğendiğim bir dekupaj resminden, kaliteli bir bilgisayar çıktısı almıştım. Nicedir itina ile koruyorum. Niyetim kabartmalı bir şeyler yapmak. Her şey hazır.... ama... tısssss. Hamuru bulamıyorum. Bir kutunun içine koyduğumu biliyorum, ama yok.
Kabak tadı vermiş olan taşınma konusunu bir kez daha gündeme getirerek yerleşme işlerinden nefret ettiğimi yineleyeyim. Kullanıp dağıtıp yine de bulurdum istediğimi. Al işte, şimdi her şey güya düzenlenmiş raflara dizilmiş, ama aradığın şey yok. Yani bir daha anladım ki, derlenip toparlanmış hobi odası bana yaramıyor. Hevesim kursağımda kaldı.

Ama kabartma hamurunu ararken bakın ne buldum. Taa evlenmeden önce başlayıp da, yarım bıraktığım işlerden biri. Maymun iştahımı bilmezmiş gibi incecik bir işe kalkışmışım. Ne deniyordu bu ipliklere... çamaşır ipeği miydi? 
Neyse, kabartmalı dekupaj başka bahara kaldı, bari faydalı bir iş yapayım dedim Kanaviçe bu aralar epey gözde ya, belki beğenen olur da işine yarar diye, oturdum desenin bilgisayarda şablonunu çıkarttım. Ne de olsa antika bir desen sayılır :) Galiba 70'li yılların "Burda Moden"inden bulmuştum.


Bir de bunu buldum. Doruk 3-4 yaşlarındayken, bu desenle O'na bir kazak örmüştüm. Onu da bir gün, terliklerimi filan ararken bulurum artık  :)) Eğer hafızam beni yanıltmıyorsa, bu deseni kendim çizmiştim. Kağıdın üzerindeki silinip de izi kalmış bir sürü çizgi, bu sanımı doğruluyor.

İşinize yararsa buyrun, onun şablonu da burada. Şablonu hazırlarken gözlerinin ifadesini biraz yumuşatmak için azıcık değiştirdim.

Resimlerin üzerine tıklarsanız kocaman oluyorlar







1 Aralık 2012 Cumartesi

YILBAŞI RUHUM UYANDI :)

Yılbaşı ruhum uyandı, mahmurluğunu atıp kahvesini içip sigarasını tellendirdi :))
Dün gece (buna gece değil sabah demek lazım ya) saat 04.30 te bitti. Bu renkler bir araya gelince çaydanlığın altındaki ateş etkisi yapıyor bana, fıkırdamaya başlıyorum.
Nasıl buldunuz?




Şuracığa resimleri de yerleştireyim de tema değişip zaman geçince hatırlayabileyim.




Bu çelengi de pek sevdim, bir ara bir yere monte edeyim.