AZ LAF, ÇOK İŞ

Polimer kil ağırlıklı, pek çok şeyin resimlenmiş yapım aşamalarını bulabileceğiniz bir blog olmasına çalışıyorum.
Internet kullanmasını bilene, açık bir okul. Pek çok hobim var ve ben bu konuda oradan çok yararlanıyorum.
Bu blog aslında biraz da borç ödemek için. Ben epey yol aldım, şimdi yeni başlayanlara da ben faydalı olayım istedim. Deneyimli arkadaşlar da blogumu severlerse, onlarla da fikir alış-verişinde bulunmak, kadayıfın kaymağı olacak :)

31 Mart 2013 Pazar

PAZAR GÜNÜ DEKUPAJI

Bu pazar gününün eğlenceliği de bu. Bezelye konservesi kutusu. Fistosu yine suluboya ile renklendirildi. Desen kutunun çevresinde 3 kez tekrarlandı. Boncukları yapacağım renge karar veremeyince ben de hepsini farklı yaptım. Bunun armut ve vişne desenli olanlarını da yapacağım. Üçlü set olsun. Kapak da uydurmak lazım. Kavanoz kapakları küçük kaldı. Fikri olan var mı?
Kullandığım desen buradan






20 Mart 2013 Çarşamba

SÖYLEŞİ

Bunu Bugün Öğrendim web sayfasının sahibesi sevgili Berna Arslan beni bir söyleşi ile onurlandırdı. Okumak isterseniz BURADA. Gerçekten beğendiğim ve takip ettiğim bir sayfa. Berna Hanım araştırmayı, öğrenmeyi ve bunları paylaşmayı seven bir hanım. Sayfasında, psikolojiden modaya, edebiyattan bilgisayara pek çok konuyu araştırıp ilginç yönleri ile bilgi haznemize katıyor. Üstelik bir hayvansever.
Tavsiye ederim.

11 Mart 2013 Pazartesi

KAPTIRDIM GİDİYORUM


Gerçekten kaptırdım gidiyorum, bakalım sonu neye varacak.
Polimer kile ilk başladığımda da böyle olmuştu, elime ne geçerse kaplıyordum. Şimdi de dekupaja sardım fena halde. Konserve kutuları birikiyor, kapaklı kutular sert ve düzgünse çalışma odasında birikiyor, şekli hoşuma giden şişeler saklanıyor. Birikme hızı ile yapılma hızı da eşit değil, eyvahlar olsun...

Geçenlerde yaptığım hasır çanta-kutu, sehpanın üzeri için fazla büyük kaldığından, dikiş kutuluğuna atandı.  Tahta saat kutusunun dış ambalajını atmamıştım. Kartondan ama neredeyse tahta gibi. Ebat da uygun. Sonuç, işte yeni ıvır-zıvır kutum.


Dekupaj desenini de kendim yaptım. Arşivimdeki bu resimlerden yararlandım.





Biraz renkleri ile oynadım, incinin kenarlarını kesip, boyutunu küçülttüm, fon üzerine puantiye gibi yerleştirdim. Kabarıkmış gibi duruyorlar.






Çizgili kısımları kendim yaptım, fisto formu verdiğim fonla birleştirince yan duvarlar için böyle bir desenim oldu.





Papatyalar için kullandığım desenler de bunlar.                                             









 Bu minik boncuklar ve cam boncukları çok seviyorum. Boşlukları çok güzel hareketlendiriyorlar.











Biraz da dantel iyi gider dedim, ama benim dantel beyaz. Hiç uymadı. Fakat dantel olacak dediysem olacak... Azıcık sıcak suyu, biraz sulu boya ile renklendirdim, danteli içine atıp su soğuyana kadar beklettim. Şöyle bir sudan geçirip kuruttum. Yapıştırdıktan sonra üzerine bolca dekupaj tutkalı sürdüm, böylece boya sabitlendi.

6 Mart 2013 Çarşamba

NİHAYET YENİ TEMA :))

Yeni yıla gireli iki aydan fazla zaman oldu, zavallı blogcuğum hâlâ tozlanmış yılbaşı teması ile kalakalmıştı.
Ama vallahi keyfî tembellikten değil. Şahane bir şeyler çıkmasa bile, ille de her şeyini kendim yapacağım ya, işte o yüzden çok vaktimi alıyor. Çünki bilgisayarımda photoshop progamı yok. Paint, PowerPoint, Picasa karışımı ile de biraz zor oluyor. Zaten resim seçmek de benim için apayrı bir sorun. Neyse bütün gecemi bu işe ayırdım ve tataaaam işte bitti. Henüz bahar geldi sayılmaz ama bana ne, bana ne... bize ilkokulda bahar aylarını Mart, Nisan, Mayıs diye öğretmemişler miydi? Mevsim kayması filan beni hiiiç ilgilendirmez. Gelincik, papatya, erguvan da kullanmadım ki beni yazın ortasına kadar idare etsin :)))

Bu iki dekupaj resmini, kesip - ekleyip, eğip - büküp...


 bu hallere getirdim :)))

Şimdiiii, bu yazı nasıl nasıl bağlanır ki??? Hepinize iyi mevsimler desem.... :)))

1 Mart 2013 Cuma

DEKUPAJ, BOL RESİM, ÜRÜN TANITIMI... E DAHA NE OLSUN :)))

Çok boşladım buraları çoook. Hele polimer killerimi.
Bir ara kutularından çıkarttım, karmakarışık olmuşlar, Fimo, Cernit, Sculpey hepsi karışmış, her kutuda her renk tıkışmış. Bir güzel tasnif ettim. Heves var da vakit yok ne yapayım.
Aylar önce yapıp da, kiminin boncuklarını yapmayı unuttuğum için, kimini resinlemediğim için beklettiğim beklettiğim bir sürü yarım parçayı da ortaya gözümün önüne koydum. Bkz: Aşağıdaki resimlerden birinin bir köşesi :)))
Bu yayında konu bol, dağılmadan gitmek lazım.

Önce son yaptığım dekupaj:
Dün işim müsaitti, biraz da keyifsizdim, evden hiç çıkmadım. Ruhuma ve bedenime pek iyi geldi.
Epeydir niyetlendiğim bir iş vardı. Dolap içinde yeri olan, ama her seferinde sehpa üzerindeki çanakların içinde kendilerine yer edinen ve de vazgeçilemez eşyamsılar vardır ya, bilumum elektroniklerin şarj aletleri, yakın gözlükleri vs., işte o salkım saçak şeyler beni sinir eder. Madem her daim ortada olmak zorundalar, o zaman biraz kamufle edeyim bari diyordum. Eski bir (hasır çanta mı desem, kutu mu desem) şey vardı. Ona dekupaj yaptım.
Epeyce de büyük, yüzeyi A4 kağıt ebadında. Derinliği de iyi. Yani bütün ıvır zıvırı toparlar.
Aslında, kenarlarına da bir şeyler yapsam mı? Sakın "evet yap" filan demeyin. Yeter sıkıldım.









Önce boyamaya niyetlendim sonra vazgeçtim. Bu resimlerin sebebi bir tecrübe paylaşmak. Akrilik boya ile su bazlı boyalar pek güzel karışabiliyor. Daha önce denemek neden aklıma gelmedi acaba.




Evden çıkmamak ve bu işi yapmak konusundaki kararlılığım aynı güne denk gelince, deseni evdeki yazıcıdan çıkartmaktan başka çare kalmadı.
Eh o da haliyle biraz soluk oldu. Renkleri boya ile biraz canlandırdım. Aslında yeniden boyadım gibi :)
Zaten kabartmaların kenarları daima rötuş istiyor.




Kullandığım desen bu. Yasemin Hanım sağolsun, sayesinde bir ömür kullansam bitiremeyeceğim bir arşivim oldu. Bütün resimler gibi bu resim de üzerine tıklarsanız kocaman olur.






Gelelim yeni malzemelerime. 1 aya yakın süredir bunlardan bahsetmek istiyordum, resimleri bile hazır bekliyorlardı.

Sevgili Ayşım Önol'u tanımayan, atölyesi Lady Craft'ı ziyaret etmeyen varsa, çok şey kaçırmış demektir. Randevusuz filan pat diye gitmenin mahcubiyeti üzerimdeyken, nasıl bir misafirperverlik ve sıcaklıkla karşılandığımı anlatamam. Çalışmaların güzelliği, malzeme çeşidinin bolluğu başımı döndürdü. Blogu burada, mağaza-atölye de burada 
Önerdiği hamur ve dekupaj tutkalı harika. Ama asıl size Diamond Glaze'den bahsetmeliyim. MÜKEMMEL. İşte bu kadar. İster resin yerine kullanın, ister yapıştırıcı, ister vernik, isterseniz de boyut vermek için. Tamam resini seviyorum, çok ince çalışmalarımda kırılmayı önlemek için özellikle kullanmak zorundayım, ama bazen sadece vernik niyetine kullandığım durumlarda bana çok zorluk çıkartıyor. Hele boncukları resinle kaplamak en sevmediğim iş. Kuruması için çok uzun süre beklemek zorunda olmak da cabası. Diğer verniklerin, dokunduğumda verdikleri hissi sevemedim. Ama Diamond Glaze ile bu zorluktan kurtuldum. Aynı resinde olduğu gibi, parlak, berrak ve dokunduğunuzda sert, tutukluk yapmayan bir yapısı var.


Üstelik kuruma - donma süresi çok kısa. Kağıt üzerine direk tatbik edilebiliyor. Bu yayındaki dekupajda, dallara onunla boyut verdim.

Bombeli döküm yapılabiliyor, ilk katta biraz çökme oluyor, üzerine birkaç kat daha uygulayabilirsiniz.
Çalkalamadan kullanmak gerekiyor. Döktükten sonra, bekleme süresinde baloncuk yapmıyor, ama dökerken olabiliyor, dikkat etmek gerekir zira iğne veya kürdanla patlatmak zor oldu, kayıp kaçıyor. Resinde olduğu gibi, çakmak alevi ile patlatabilirsiniz, bu durumda patlayan baloncukların yerine dikkatle bakın, minicik mat daireler oluştuysa hemen iğne ucu ile alın.

Bir  dakika, burası bir polimer kil blogu idi değil mi? İyice yoldan çıktım ben. :)))
Hani başta söylemiştim ya, bulabildiniz mi yarım bekleyenleri. İşte bu sevgili Diamond Glaze ile boncuklarını bir güzel parlattım, tamamladım. Pazar günü müsait olursam ve de (asıl sorun) nasıl bir şekil - şemâl tasarlayarak yaptığımı hatırlayabilirsem, bitirip yayınlamak niyetindeyim. :))) Pazar gece görüşmek dileğiyle...