AZ LAF, ÇOK İŞ

Polimer kil ağırlıklı, pek çok şeyin resimlenmiş yapım aşamalarını bulabileceğiniz bir blog olmasına çalışıyorum.
Internet kullanmasını bilene, açık bir okul. Pek çok hobim var ve ben bu konuda oradan çok yararlanıyorum.
Bu blog aslında biraz da borç ödemek için. Ben epey yol aldım, şimdi yeni başlayanlara da ben faydalı olayım istedim. Deneyimli arkadaşlar da blogumu severlerse, onlarla da fikir alış-verişinde bulunmak, kadayıfın kaymağı olacak :)

30 Haziran 2013 Pazar

#DİRENGEZİ - TÜM SAYGIMLA (#OCCUPYGEZİ - WITH ALL RESPECT)

Aslında bir şey yazmaya elim varmıyor. Mutluluk ve umutla başladım. Her gün farklı bir şey ekledim.Yapılanlar umudumu öldüremedi ama canlar aldı. Son kuşu yaparken hıçkıra hıçkıra ağladım.
Sadece saygı ifadesi olarak yayınlıyorum.









26 Haziran 2013 Çarşamba

KARMAKARIŞIK BİR YAYIN

En Üst Not: Bu gün "yayınla" düğmesine basmaya karar verdim. Karmakarışık bir yayın. Düzeltmeme imkan yok. Ülkem düzelme konusunda karar verip ayağa kalktı, varsın bu yazı da dağınık kalsın.

Üst Not: Bu yazıyı Nisan ayının ilk haftası yazmaya başladım. Zaman zaman gelip bir şeyler yazıp bırakıyorum. Yayınlar mıyım, ne zaman yayınlarım bilmiyorum. (21.06.2013)


**********************

15 Nisan 2013
9 aydır sizlerden bir şey gizliyorum :) Açıklamaya başlamak için iyi bir gün, zira bu gün benim doğum günüm :)
Çok önemli bir şey. Off nereden başlasam bilmiyorum. Haberiniz olsun, uzun bir yazı olacak galiba. Zira heyecanım, kulaklarımdan fışkırıyor :)))
9 ay... Hamilelik süresi. Ve yine neredeyse aynı heyecan, aynı bekleyiş. Sonunda da bir tür bebek :))

"From Polymer To Art" isimli bir dergi. Kökeni Hollanda. Üstelik gerçek bir dergi. Sanal değil. Bildiğimiz kağıt. Elimize alıp, kokusunu hissedebildiğimiz, sayfalarını çevirebildiğimiz, kütüphanemize koyabildiğimiz türden.
Yıllarca saklayabileceğimiz, yanından her geçişte sevgiyle dokunabileceğimiz, okşayabileceğimiz türden...
Şimdi, "bir insan neden gidip gelip, bir dergiyi okşar ki?" diyeceksiniz.

Dijital yayınları da geçen yıl başlayan dergi, henüz Türkiye'de satılmıyor. Ama dünyayı küçülten internet sayesinde, uzun zamandır varlığını biliyorum. Konusunda önemli bir dergi. Polimer kil konusunda çalışan sanatçıları ve çalışmalarını tanıtan bir konsepti var.

Saskia Veltenaar - Marjon Donker
Ağustos 2012 de bir mail aldım. Marjon Donker ve Saskia Veltenaar isimli iki hanımdan. Ve evet, Marjon ve Saskia, "From Polymer To Art" (facebook sayfası burada) dergisinin sahibeleri olan hanımlar. Beni çok mutlu eden iltifatlarla birlikte, belirledikleri temaya uygun, yapım aşamaları ile resimlenmiş bir çalışmamı, dergilerinde yayınlamak istediklerini yazmışlar.

Elbette çok sevindim ama, bir o kadar da üzüldüm. Çünkü o tarihlerde ev taşıma telâşında idim. Bütün killerim bir kutunun içinde idi. Yeni bir çalışma yapmak mümkün değildi. Özür diledim.

Araya çok çeşitli konularla dolu, yoğun bir dönem girdi ve utançla söylüyorum ki, unuttum :(

2013 Ocak ayında gelen yeni mail ile bu utancım katlandı, katlandı, kocaman oldu. Büyük bir nezaketle, "yeni evinize yerleştiniz mi?" diye hatır sorarak, mayıs ayı sayısının yayın hazırlığı için tarihin yaklaştığını hatırlatmışlar. Bununla da kalmayıp, blogumu gezmiş, "SU" temasına uygun bir çalışmamı tespit etmişler. Hani biraz sulu göz olsam, oturup hüngür hüngür ağlardım, o derece duygulandım.

Gerçekten de, en sevdiğim çalışmalarımdan birini seçmişler. Biraz da kendimden bahsetmemi istemişler. En zor kısmı bu idi. Mahcubiyetten yanaklarım yana yana bir kaç cümle yazabildim ancak.

Şubat ayından beri heyecan içinde, mayısın gelmesini bekliyorum. Beklemek ne demek, adeta doğum sancısı çekiyorum.

Bu gün bu kadar. Bundan sonra gelişmeler oldukça buraya notlar halinde yazacağım. Çünki heyecandan toparlayıp da yazmakta zorlanıyorum.

*****************

30 Mayıs 2013
Inınıııııııın :)
Ekinde bu rozet olan bir mail geldi. Dergi basılmış :)  Yani en azından basıldığını öğrenmiş oldum. (http://www.frompolymertoart.com/c2111715/nr-2-2013-water/)












Yani bebek doğdu. Şimdi kucağıma almak için gün sayıyorum. Çünki çok hoş bir jestle, bana derginin bu sayısından bir tane göndereceklerini söylediler.

*************

12 Haziran 2013
Bu yazıya düştüğüm son nottan beri büyük üzüntüler yaşadık ve umutlar yeşerttik. Heyecan ve sevinçle beklediğim bu kişisel konu önemini kaybetti. Başka ve önemli toplumsal heyecanlar çiçek açtı. Çok önemli günler yaşıyoruz. Bu gün itibarîyle, yarın ne olacak bilmiyorum. Umutsuz değilim. Tarih kitaplarına geçecek olan bu dönemi yaşadığım ve kendimce elimden geldiğince katkıda bulunduğum için mutluyum. Yeni anlayışlar, fark edişler doğduğu için mutluyum. Gençler mi birden büyüdü, bizler mi gençleştik bilmiyorum ama kuşak farkı denen şey, en azından bazılarımız için ortadan kalmış gibi.

*******************

Aynı fikirde olmadığım kişilerden bazı mesajlar aldım, isterdim ki benim açıkça blogumda "muhatabına" yazdığım mektup için yaptıkları yorumları o yazının altına yazsınlar, açık olsunlar. Nedense bunu yapamadılar, özel mail atmayı tercih ettiler. O mailleri ilgili yazının altına yapıştırabilirdim, ama tercihlerine saygı gösterdim, dışarıya açmadım. Ümit ediyorum ki bunun manasını kavrasınlar, "saygı göstermenin", birbirimize kırılmadan dostça yaşamanın ilk şartı olduğunu fark etsinler.
Fakat şunu da açıkça söylemek istiyorum: Tavrım, tarzım açıkça ortada.Buna anlamayacak olanlarla, ne gerçek ne de sanal dünyada ahbaplık yapmak istemiyorum.
Ne benim, ne çocuğumun yatak odasına kadar girme, kaç çocuğu ne şekilde doğuracağı talimatını verme cür'etinde bulunulmasına iznim yok.
Gözüme baka baka yalan söylenilmesine tahammülüm yok.
Kendisini padişah, halkı tebâsı sananlara müsamaham yok.
Yitip giden canlar için canı yanmayanlara söylenecek şey çok, ama benim artık onlara sözüm yok.

****************

Artık bu yayının başlangıç konusu hakkında içimden yazmak gelmiyor. Yazdıklarımı da yayınlar mıyım bilmiyorum. Dergim geldi. Nokta